uzun bardak

Kullanım örnekleri

uzun bardak
long drink
icon arrow

long

Phonetic: "/ˈlɔːŋ/"

Part Of Speech: noun


Definition: A long vowel.


Definition: A long syllable.


Definition: A note formerly used in music, one half the length of a large, twice that of a breve.


Definition: A long integer variable, twice the size of an int, two or four times the size of a short, and half of a long long.


Definition: An entity with a long position in an asset.

Example: Every uptick made the longs cheer.


Definition: A long-term investment.


Definition: The long summer vacation at the English universities.

icon arrow

long

Phonetic: "/ˈlɔːŋ/"

Part Of Speech: verb


Definition: To take a long position in.

icon arrow

long

Phonetic: "/ˈlɔːŋ/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Having much distance from one terminating point on an object or an area to another terminating point (usually applies to horizontal dimensions; see Usage Notes below).

Example: It's a long way from the Earth to the Moon.


Definition: Having great duration.

Example: The pyramids of Egypt have been around for a long time.


Definition: Seemingly lasting a lot of time, because it is boring or tedious or tiring.


Definition: Not short; tall.


Definition: Possessing or owning stocks, bonds, commodities or other financial instruments with the aim of benefiting of the expected rise in their value.

Example: I'm long in DuPont;  I have a long position in DuPont.


Definition: Of a fielding position, close to the boundary (or closer to the boundary than the equivalent short position).


Definition: (of a ball or a shot) Landing beyond the baseline, and therefore deemed to be out.

Example: That forehand is long.


Definition: Occurring or coming after an extended interval; distant in time; far away.

icon arrow

drink

Phonetic: "/dɹɪŋk/"

Part Of Speech: verb


Definition: To consume (a liquid) through the mouth.

Example: He drank the water I gave him.


Definition: (metonymic) To consume the liquid contained within (a bottle, glass, etc.).

Example: Jack drank the whole bottle by himself.


Definition: To consume alcoholic beverages.

Example: Everyone who is drinking is drinking, but not everyone who is drinking is drinking.


Definition: To take in (a liquid), in any manner; to suck up; to absorb; to imbibe.


Definition: To take in; to receive within one, through the senses; to inhale; to hear; to see.


Definition: To smoke, as tobacco.

Web Türkçe-İngilizce Çevirmen

Çevirinize ince ayar yapmak için yerleşik sözlükleri kullanın: Tek tıklamayla eşanlamlılar ve örneklerle bağlam içi çeviriler, anlamlar, telaffuz ve diğer dil özelliklerinde sorunsuz bir şekilde uzmanlaşmanıza yardımcı olur. Kesinlikle ücretsiz, hızlı ve doğru çevirmen!

İngilizce'den Türkçe'ye çeviri saniyeler sürer ve tek istekte bin kelimeye kadar çeviri yapabilirsiniz. İngilizce ve Türkçe dünyada çok yaygın dillerdir. İngilizceden Türkçeye çevirmenimiz, birinde uzman olup diğerini öğrenirken bu dillerin temel metinlerini öğrenmenize veya anlamanıza yardımcı olacaktır. Çeviri API'lerimiz İngilizce'den Türkçe'ye mükemmel çeviri sağlar, ek redaksiyon ile bu çeviriler hukuk, tıp ve diğer yüksek düzeyde uzmanlık alanları gibi görev açısından kritik alanlarda kullanılabilir. İngilizce'den Türkçe'ye çevirmen, çevirdiğiniz metnin doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlar ve selamlaşma, seyahat, alışveriş, sayılar ve diğer sınırsız sayıda ortak alan gibi sık kullanılan cümle ve kelimeleri çevirmek için idealdir.Tek bir tıklamayla kelimeleri çevirin! Türkçe'den İngilizce'ye çevirmenimiz iki yönlü bir çeviri programıdır, anlamların ikamesi için kapsamlı bir sözlük içerir, kelime öbeklerinin ve ifadelerin kullanım örneklerini ve bunların fonetik bileşenlerini gösterir. Tercümanımız, çeviri alanındaki bilgi tabanını sürekli olarak güncelleyen ve son kullanıcı için tamamen anonim ve ücretsiz olarak korurken hizmet kalitesini koruyan profesyonel bir dilbilimci ekibi tarafından oluşturulmuştur. Çevirileriniz sadece size ait!